eleştirel pedagoji

Journal of Critical Pedagogy
ISSN: 2822-4698
                                                                       

  • https://www.facebook.com/elestirelpedagojidergisi
  • https://www.twitter.com/elestirelpedagoji
Ünal Özmen
ozmenu@gmail.com
İnanmak kötü bir şeydir!
11/04/2020

Mike Hughes (1956), 22 Şubat 2020 günü Kaliforniya’da, uzaya fırlatıldıktan kısa süre sonra el yapımı buharlı roketinin infilak etmesi sonucu düştüğü yerde hayatını kaybetti. Mike Hughes, eğitim almış biriydi; Dünya'nın düz olduğu teorisini kanıtlamak için roket yapabilecek düzeyde teknik bilgiye sahipti. Fakat roketi yapabilmek için sponsora ihtiyacı vardı. Destekleyici bulmakta zorlanmadı. Dünya’nın düz olduğuna inanan topluluklar, bağışlarıyla onun projesine destek verdi. Hughes, başarısız birkaç denemesinin ardından, 5 bin metre yükselerek düz olduğuna inandığı dünyanın fotoğraflarını çekecekti. Hughes ve destekçileri, 400 yıl önce kanıtlanmış bir gerçeği, inançlarına ters düştüğü için kabullenemiyordu. Kanıt olarak fotoğraf gerekliydi çünkü kutsal kitapları tek başına kanıt olma özelliğini yitirmişti. Fotoğrafı bir uçağa atlayarak daha yüksekten çekebilirdi belki ama sanırım aksi kanıt olacağı için bu yolu denemedi. İnancı zekice bir yola başvurmasını engellemiş de olabilir. 

Ali Rıza Penahyan, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaneyi'in yakın adamı ve Şiilerin önde gelen imamlarından biri. İnsanlığın yok olmayla karşı karşıya kalarak çaresizleşmesi ve bir kurtarıcı olarak beklenen İmam Mehdi’nin Ramazan ayından önce gelmesinin işareti olduğunu belirterek İran halkının ve sağlık çalışanlarının koronavirüsü herkese ve her tarafa yaymaları çağırısında bulundu. İran, virüsün en hızlı yayıldığı ve koronadan ölümün en çok olduğu ülkelerden biri oldu: Dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in danışman meclisi üyelerinden Seyid Muhammed, İran'ın önde gelen din adamlarından Hadi Hüsrevşahi, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Üyesi Muhammed Mirmuhammedi, eski Şam Büyükelçisi Hüseyin Şeyhulislam, Tahran Milletvekili Fatma Rehber ve Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Nasır Şabani koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye, virüsün yayılmasını önleyemiyor. Kontrol edilemeyen, iktidarın kontrol altına almak istemediği büyük bir kitle var. “Bilim”, bu süreçte en çok üzerinde durulan ve uyulması gereken kuralları belirleyen olsa da inancın karşısında etkili olamıyor. Suudi Arabistan’dan dönen Umrecilerin karantinaya alınmaması, bilime kulak verelim dendiği sıralarda gerçekleşti. Bugün onların elini kolunu sallayarak girdiği köy ve kentler karantina altında. Namaz, insanın sığabildiği her yerde yapılabilen bir ibadetken camilerin okullardan sonra kapatılması (kapalı sayılmaz ya); kimini eğlencelik olsun diye gülerek izlediğimiz umursamazlıkların ve komplocu açıklamaların ardında da inançlar yatıyor. Bilimsel açıklamalar inananların üzerinde pek etkili olamıyor. Hülasa, inananlar kendileriyle birlikte inanmayanları da ölüme sürüklüyor!

İnanmak, herhangi bir şeyin (bilgi, görüş, olay, olgu vb.) doğruluğu (gerçekliği, hakikiliği) hakkında herhangi bir kuşkuya kapılmamaktır. İnanmanın başka bir tanımı da herhangi bir bilginin, görüşün, olayın, olgunun başka bir şekilde olamayacağını düşünmektir. Dünya’nın düz olduğuna inanıyorsanız, kanıtların sizi Dünya’nın yuvarlak olduğuna inandırması zordur. İnananın bir inancı, o inancın ardında bir öğreti vardır. Her neyse o öğretiyi, inancı bilgiyle, bilimle değiştirmek o kadar kolay değildir. Sanıldığı kadar kolay olsaydı, bugün dinler ortadan kalkmış olurdu.

İnsanların inançlarını tehdit eden bulguları reddetmek gibi bir eğilimi vardır; bilimle, ne kadar somut olursa olsun deneyle inancı sarsamazsınız. Çünkü bilimin kendini ve bulgularını yanlışlamak gibi bir zaafı vardır! Oysa inanç bu konuda hata yapmıyor, ‘Bu böyledir’ diyorsa öyledir! Bu nedenle koronavirüsle mücadeleyi sürdüren bilime, bilim insanlarına gösterilen saygı ve minneti, bilime ve bilim insanlarına duyulan ihtiyacın sonucu olarak görmek, dünyayı yeniden tanzim edecek düşüncelerin bugünkünden saygın bir noktaya yükseleceğini abartmamak gerek. Oniki İmamcı Şiiler, 10. Yüzyıldan beri Mehdi'nin zuhur edeceğini bekler. Dünya ve özellikle Müslüman dünyası, Mehdi’nin recatına neden olacak onlarca kıyamet gördü. Fakat Mehdi’nin bir türlü ortaya çıkmaması taraftarlarının inancını pek sarsmadı. Koronavirisün bunu başarabileceğinden de emin olamayız.



604 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Ortaçağ'dan günümüze sınavlar - 15/05/2020
Galileo mu Sokrates mi?(!) - 01/05/2020
“Tabula rasa” - 24/04/2020
Eğitimi Wi-Fi’ye bağlamak - 17/04/2020
Okulun ihmal ettiği beceriler - 11/04/2020
Çocuklara felaketlerle mücadele eğitimi veriliyor mu? - 13/03/2020
"Başarısız" öğrenciler sınıfta kalsın mı geçsin mi? - 28/02/2020
Türkiye’nin Avrupa’ya gönderdiği öğretmen ve imamlar proselit mi ? - 23/02/2020
Ağa'nın Adaleti - 23/02/2020
 Devamı