eleştirel pedagoji

Journal of Critical Pedagogy
ISSN: 2822-4698
                                                                       

  • https://www.facebook.com/elestirelpedagojidergisi
  • https://www.twitter.com/elestirelpedagoji
Ünal Özmen
ozmenu@gmail.com
Eğitim süresinin uzatılmasını zorunlu kılan nedenler dinlerle ilgili değil ki?
13/01/2012

Zorunlu eğitim, herkes için gerekli asgari eğitim demektir. Yaşadığınız dönem, içinde bulunduğunuz koşullar ne kadar eğitimli davranış gerektiriyorsa o kadar eğitim almalısınız. Yüz yıl önce birkaç ders ve 3-5 yıllık eğitim almış birey o koşulların gerektirdiği bilgi ve davranışı edinmiş sayılıyordu. Bilimsel bilginin geometrik bir şekilde çoğalması ve günlük yaşamda kullanıma girmesi eğitim süresinin artırılmasını zorunlu kıldı. Bununla birlikte dersler çeşitlendi, konu başlıkları çoğaldı. Türkiye, dinsel bilgiyi değersizleştirmesi nedeniyle eğitim süresini uzatmaya uzun süre direndi. Sonunda zorlamayla da olsa zorunlu eğitim süresini kesintisiz olarak 8 yıla çıkardı.

Fakat bilgiye ve bilgili insana/topluma duyulan gereksinim hızla artıyor. Eğitimli insan sizin işinize yaramasa bile komşunuz dayatıyor: Mesela bu konuda önlemini zamanında alan Batı, sürekli cahilliğinizi yüzünüze vuruyor. Sadece Batı mı, cep telefonu bile onu tam kapasite ile kullanamadığınızda sizinle alay ediyor! Yeni bir düzenleme kaçınılmaz; direnemezsiniz, AKP bile olsanız.

Anlaşıldığı gibi zorunlu eğitim süresinin uzatılması kapıya dayanmış durumda; her ne kadar sahiplenen çıkmasa da Bakan Ömer Dinçer’in açıklamasıyla iktidar partisi kaynaklı olduğu kesinleşen 13 yıl lafı dolaşıyor ortada, kesintili olmak koşuluyla… Ben, bu altyapıya kesintisiz on-onbir yılla yetinmeyi düşünürken al sana 13 yıl deniyor. Süreye itirazım yok, bilakis memnun oluruz. Fakat kesintili olmasına makul gerekçeli itirazımız var: Birincisi, ortaöğretimde sorun olan ve azaltılmaya çalışılan okul çeşitliliği, ilköğretim düzeyine çekilmiş olunacak; çocukları on yaşındayken henüz ortaya çıkmamış bilgi ve becerilerine bakarak tasnif etmek doğru değil. İkincisi, ikinci dört yılın okul türlerinden biri öğrenciyi, üçüncü dört yılın imam hatiplerine hazırlayacak din eğitimi veren bir okul olacak. Bu, yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi çocukların içinde bulunduğumuz çağı anlayıp yaşamaları için gerekli değil. Eğitim süresinin uzatılmasını zorunlu kılan nedenler dinlerle ilgili değil çünkü?

Üçüncüsü ve en önemlisi, mevcut sistem çocuklara ilköğretimi bitirdiği yıl, onbeş yaşındayken “sen bir aptalsın” diyor; gerçekleşirse öngörülen sistemle çocuklar, “aptal” mı yoksa “zeki” mi olduklarını on yaşındayken öğrenmiş olacaklar.

Başbakan “garabet” dedikten sonra iki katına çıkan dershane sayısı artmayacak mı diye soruyorsunuz ama yerim ve zamanım kalmadı.


1355 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Ortaçağ'dan günümüze sınavlar - 15/05/2020
Galileo mu Sokrates mi?(!) - 01/05/2020
“Tabula rasa” - 24/04/2020
Eğitimi Wi-Fi’ye bağlamak - 17/04/2020
Okulun ihmal ettiği beceriler - 11/04/2020
İnanmak kötü bir şeydir! - 11/04/2020
Çocuklara felaketlerle mücadele eğitimi veriliyor mu? - 13/03/2020
"Başarısız" öğrenciler sınıfta kalsın mı geçsin mi? - 28/02/2020
Ağa'nın Adaleti - 23/02/2020
 Devamı