eleştirel pedagoji

Journal of Critical Pedagogy
ISSN: 2822-4698
                                                                       

  • https://www.facebook.com/elestirelpedagojidergisi
  • https://www.twitter.com/elestirelpedagoji
Ünal Özmen
ozmenu@gmail.com
“Vizyon”unu devlet okullarına kaptıran cemaat okullarının misyonu sona mı eriyor?
05/06/2012
Özel okulların yeni müşterisi devlet okullarından kaçan laik orta sınıf mı olacak?Devlet okullarıyla din üzerinden rekabet şansını kaybeden cemaat okullarının yeni stratejisi ne olacak, dindar zenginler devlet okullarına döner mi?

Fethullah okulları, neoliberal eğitim modelinin (Öğrenci Merkezli Eğitim)Müslüman versiyonunun pilot uygulamasının yapıldığı yerler olmasına rağmen kimileri, bu okulları laikçi devlet okullarından kaçan mütedeyyinlerin ihtiyacından ortaya çıktığını düşünüyor. Gerçek, benim düşündüğüm gibi dönüştürücü model olsa da Gülen okullarına dini duyarlılıkları ile yönelmiş önemli bir kitle olduğu ortada. Gülen ve diğer cemaat okulları, geleneksel kültürel alışkanlıklarından bir çırpıda kurtulamayan muhafazakâr Anadolu esnafına kendilerini elit hissetme, sıradan kitlelerle arasına mesafe koyma imkânı sundu. Öte yandan bu okullar, daha gevşek bir din ilişkisiyle dindar gözükmenin yolu olarak zenginleştikçe dinle ilişkisini biçimsel düzeye çeken yeni elitleri potansiyel müşterisi yapmayı başardı. Nereden bakarsak bakalım cemaat okullarını büyüten en önemli etken, kindarlığı gizlenmiş dindarlıktı.  

Neoliberal eğitimin temel ilkesi, bireyi değiştirmek yerine onu olduğu gibi korumaya dayalıdır. Bu, hem devletin hem iş dünyasının hem de muhafazakâr velinin işine gelen bir sistemdir: Devlet, değişmeyen bireyin sistemi değiştirme girişiminde bulunmayacağı için kendisini güvende hisseder; iş dünyası, müşteri memnuniyetine dayalı pazarlama stratejisini özel okullarda uygulama ve bu yolla eğitimi pazarlama şansını bulur; muhafazakâr veli ise çocuğunun okula gittiği gibi evine döndüğünü bilmenin huzuru içindedir. Postmodern eğitim anlayışının bilim ve “çağ”la (küreselleşme) ilişkisi, bireye, günlük ve iş yaşamında gerekli olan teknolojiyi kullanma becerisini kazandırmakla sınırlıdır. Bu sistem haliyle muhafazakârdır ve muhafazakârlar tarafından tercih edilir. Gülen okulları, bir paragrafta özetlemeye çalıştığım özellikleri nedeniyle haklı olarak neoliberal kapitalizmin tüm egemenleri (Cumhurbaşkanları, başbakanlar, iş insanları, sanatçılar, medya ve kimi aptal solcular) tarafından model eğitim kurumları olarak sunuldu. Toplumun pek az bir kısmı bu modelin, devletin eğitim anlayışını dönüştürmek ve eğitimi özelleştirmek gibi büyük bir projenin pilot uygulaması olduğunun farkındaydı.

Pilot uygulama, proje sahiplerinin beklentisine uygun olarak olumlu sonuçlandı ve kesintili eğitim kanunu (4+4+4) ile devlet okullarının dönüşümü ilan edildi. Ancak, ne var ki cemaat liderinin referansını, politikacıların desteğini ticari faaliyete dönüştüren tüccarlar, özel okulculuğu büyük paralar kazandıkları ticari bir faaliyet alanı olarak görmeye başladılar. Yani araç, zaman içinde amaca dönüştü.

 

Fakat imam hatip ortaokullarının açılması, diğer ortaokullarda Kuran hıfzı ve siyer (Peygamber’in hayatı) dersinin zorunlu seçmeli olmasıyla devlet okulları cemaat okullarının bir adım önüne geçti. Dindarlar, artık cemaat okullarında karşıladıklarını düşündükleri dini ihtiyaçlarını daha ucuza devlet okullarında karşılayabilecekler. Eğer dindarlar, devlet okullarında yeterince din eğitimi vermediği gerekçesiyle çocuğunu cemaat okuluna gönderiyor idiyseler, cemaat okullarının önemli ölçüde müşteri kaybedeceğini düşünebiliriz. Kapısının önünde üstelik binası, donanımı, öğretmeni, yönetimi ile devlet katında ayrıcalıklı imam hatip ortaokulları dururken dini bilgileri özel okullardan parayla satın almanın anlamı olmasa gerek. Buna rağmen özelde kalmaya devam ederlerse (ki bence kalacaklar) yoksullarla aralarındaki bağın (dini ve kültürel) kopması kaçınılmazdır.

Okullarında din, disiplin ve sınav sorusu satan bu tüccarlar, kendi okullarına benzeyen devlet okullarıyla rekabet mi edecekler yoksa misyonumuzu tamamladık deyip kapılarına kilit mi vuracaklar? Ticaret bu, elbette rekabet edecekler; ancak aralarındaki fark ne olacak? Fethullah ve diğer cemaatlere ait özel okullar, tümü cemaat okuluna dönüşmüş devlet okulları ile dindarlık konusunda rekabet edemeyeceklerine göre bu durumda nasıl bir strateji izleyecekler? Sonunda bir ticarethane olan bu okullar acaba laiklerin de tercih edebileceği bir çizgiye gelebilirler mi? Paranın dini imanı var mı, yok mu, bekleyip göreceğiz.

Öte yandan benzer bir arayış laik kesimde başladı. Tümü imam hatip okuluna dönüşmüş olan devlet okullarında aradığını bulamayacağını düşünen orta sınıf laikler hızla özel okul arayışına girişmiş durumda.  Eğitim modelinde yapılan son değişiklik, bugüne dek eğitimin özelleştirilmesine mesafeli durmuş orta sınıf laikleri potansiyel müşteriye dönüştürecek. Yarattığı bu sonuca bakarak yasa değişikliğinin eğitimde özelleştirmeye verilmiş en önemli teşviklerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Toplumun önemli bir kesimi, okul eğitiminde dinin, bilgi kaynağı olarak tercih edilmesinden rahatsız. Kimse çocuğunun geleceğini Başbakanın “dindar, kindar nesil ” arzusuna, Eğitim Bakanının şaşkınlığına teslim etmek istemiyor. Beni bile arayıp ajandasına kaydettiği özel okullardan hangisinin daha düzgün olduğunu soranlar olduğuna göre telaşın boyutunu varın siz tahmin edin. (“Düzgün”den kasıt da Kuran hıfzı ve siyer dersini seçmediğinde çocuğun okul ve mahalle baskısına maruz kalmayacağıdır. Tabi yanıtım devlet okulu oldu; soruna kişisel yöntem ve olanaklarla çözüm arama yerine mücadele ederek devlet okullarını düzgünleştirelim dedim. Tabi ufukta bir düzeltmen göremeyen yurttaş böyle bir öneriyi dikkate almaz; haksız da sayılmazlar.)


1960 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Ortaçağ'dan günümüze sınavlar - 15/05/2020
Galileo mu Sokrates mi?(!) - 01/05/2020
“Tabula rasa” - 24/04/2020
Eğitimi Wi-Fi’ye bağlamak - 17/04/2020
Okulun ihmal ettiği beceriler - 11/04/2020
İnanmak kötü bir şeydir! - 11/04/2020
Çocuklara felaketlerle mücadele eğitimi veriliyor mu? - 13/03/2020
"Başarısız" öğrenciler sınıfta kalsın mı geçsin mi? - 28/02/2020
Ağa'nın Adaleti - 23/02/2020
 Devamı