![]()
Kemal İnal
inalkemal@gmail.com
Kitaplardan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz?
14/02/2012
F@TİH projesi (Fırsatları Değerlendirme ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi), Türkiye’nin dijital uçurumunu çözmesinin bilgisayar teknolojisine entegre olmaktan geçtiğini savunan bir proje. 4 yılda 42 bin okulda 620 bin dersliği akıllı tahta, projeksiyon cihazı, internet, çok amaçlı yazıcı ve 16 milyon öğrenciyi tablet bilgisayarla donatmayı hedefleyen bu projenin hedefi “eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak”. Başbakan ve MEB’e bakılırsa, bu proje bir devrimmiş, zira bu projeyle eğitim ve öğretimin yöntem ve çehresinin köklü biçimde değişeceği, modernleşeceğimiz, çağı yakalayacağımız söyleniyor. Milli eğitim sisteminin dijital dönüşümüne göre her öğrenciye dağıtılacak tablet bilgisayarların ders kitaplarının yerine geçmesi düşünülüyor.
Egemen medya bu projeyi nasıl yansıttı? Şöyle: Öğrenci ders kitabı hamallığı yapmayacak artık; kitabın anlam ve içeriği değişecek; yoksul öğrenciler için işte yeni bir fırsat eşitliği imkanı olacak; eğitimde hiyerarşi yok olacak; ülkemiz daha da çağdaşlaşacak. Şimdi, kara tahta yerine akıllı tahta, ders kitabı yerine tablet bilgisayar vs bizi eğitsel sorunlarımızdan kurtaracak mı, biraz irdeleyelim:
Temel soru şudur: Murat Kaymak’ın vurguladığı gibi biz eğitim ortamlarımızı öğrencinin biyolojik (beden) ve bilişsel (zihin) gelişimlerine göre mi, yoksa sürekli değişmekte olan teknolojiye göre mi planlayacağız? Çocuklar zaten her mekanda (ev, sokak, spor merkezi, dinlenme ve alışveriş alanları vs.) mülti-medyanın kuşatması altında; ev ortamları çoktandır elektronik aletler nedeniyle sosyal ilişkilerin askıya alındığı bir mekana dönüşmüş durumda. Üstelik ders destek araçları giderek eğitimi piyasalaştırmaktadır. Örneğin, bilgisayar çok sayıda donanımı içermekte ve bu da veli-öğrenci için yeni masraf kapısı demektir. Zaten, 41 OECD ülkesi arasında Türkiye, velilerin bütçeleri oranında eğitime en çok para ayırdığı ülkelerin başında gelmekte. Devlet de kamu eğitimine harcamalarını her sene azaltmaktadır.
Sonuç: a) Zaten kitaba soğuk, kitabı okumayan, metinlere uzak ve muhalif çocuk ve gençler, kitap ve okumaktan daha da uzaklaşacaklardır. Ekran-temelli okur-yazarlık, matbu temelli okuryazarlığın pabucunu dama atarken klasik, geleneksel, doğal birçok yeti, beceri ve eğilim anlamsızlaşacaktır. b) Bu, pedagoji üzerinden bir siyasi (oy) ve ekonomik (rant) projedir. pedagojide devrim falan yaratmaz; yaratsaydı bilgisayarlar yaratırdı. c) Dijital öğrenme gibi süslü lafların ardında olan şey, merkezi kontrolün güçlenmesidir: Artık akıllı tahtalarla bütün okullara tek merkezden yayın yapılacak, ders verilecektir. Akıllı tahtalar dersi kameraya kaydedecek ve her ders merkezden izlenebilecektir. “Mobese” mantığı pedagojiye girecektir. Bu, yeni ve sert bir yönetim biçimidir. Öğretmenlerin performansları daha bir gözetlenebilecektir. Ders kitapları üzerinde inisiyatif sahibi olmayan öğretmenin akıllı tahta ve tablet bilgisayar üzerinde de inisiyatifi olmayacaktır. Teknoloji, öğretmen ve öğrencinin yorum yapma yetisini köreltecek ya da gelişimini engelleyecektir. Sınıftaki teknoloji giderek öğretmeni gereksizleştirebilir. Doğal kitaptan mekanik tablete geçiş, sorunun çözümü değil, başladığı yerdir. Makine öğretmenin yerini alamaz.
Bitirirken sözü Umberto Eco’ya bırakalım: “Bir roman okumak için bilgisayar başında iki saat geçirin, gözleriniz tenis topu gibi olur. Benim evde polaroid gözlüğüm var, ekran karşısında devamlı okumanın yol açtığı zararlardan gözlerimi korumamı sağlıyor. Kaldı ki bilgisayar elektriğin olmasına bağlı ve banyo küvetinde okuyamazsınız, yatakta yan yatarken de. Dolayısıyla kitabın daha esnek bir gereç olduğu ortada.” Yani, kitaplardan kurtulacağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Erdoğan’ın besmelesi, Gezi’nin Twitter’ı: İyi de bu neyin nesi? - 06/07/2013 |
Erdoğan’ın besmelesi, Gezi’nin Twitter’ı: İyi de bu neyin nesi? |
Bir politik rönesans olarak Gezi - 29/06/2013 |
Bir politik Rönesans olarak Gezi |
Vehim - 22/06/2013 |
Vehim |
Taksim direnişinin içini boşaltma - 13/06/2013 |
Taksim direnişinin içini boşaltma |
Taksim Gezi Direnişi-Erken bir sosyolojik bilanço - 08/06/2013 |
Taksim Gezi Direnişi-Erken bir sosyolojik bilanço |
Kürtçe öğrenen Diyarbakır polisi - 15/03/2013 |
Kürtçe öğrenen Diyarbakır polisi |
Milli korkumuz matematik - 08/03/2013 |
Milli korkumuz matematik |
Öğretmenin sınıftaki özgürlüğü - 04/03/2013 |
Öğretmenin sınıftaki özgürlüğü |
Türkiye’de eğitim nasıl neoliberalleştirildi? - 22/02/2013 |
Türkiye’de eğitim nasıl neoliberalleştirildi? |
![]() |