eleştirel pedagoji

Journal of Critical Pedagogy
ISSN: 2822-4698
                                                                       

  • https://www.facebook.com/elestirelpedagojidergisi
  • https://www.twitter.com/elestirelpedagoji

64 ROBERT PHILIPSON

YABANCI DİL OLARAK İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNDE MİTLER
 
Robert Phillipson
 
Çeviri: Tolga Sazak
Düzelti: Yasemin Tezgiden-Cakcak
 
Mit Bir - Uluslararası okullar ve üniversiteler: 'İngilizce konuşan ülkeler' olarak nitelenmeyen birçok ülkede 'uluslararası' olarak adlandırılan okullar  hızla artmaktadır. Benzer şekilde, Orta Doğu’da, Asya’da ve birçok başka bölgede ‘eğitim dili İngilizce olan üniversiteler’ artıyor. Eğitim içeriği ABD veya İngiltere'den ihraç edilen, eğitim dili, ABD’nin veya İngiltere'nin baskın ulusal dili olan İngilizce olan ve derslerin genellikle sadece tek dil – İngilizce - bilen öğretmenler ve profesörler tarafından verildiği bu eğitim kurumları acaba hangi gerekçeyle 'uluslararası' olarak adlandırılmaktadır? 'Uluslararası' yanlış bir adlandırmadır.
Sonuç: Eğitim kurumlarının bu şekilde yurtdışına ihraç edilmesi , ulusal ve uluslararası boyutta seçkin bir sınıfın çıkarlarına hizmet eder. Yerel dillere verilen destek yok denecek kadar azdır. Uluslararası okullar, öğrencileri ABD ve İngiltere'deki üniversitelere yönelik hazırlamaktadır. Bu okulların ürünleri, yerel meselelerden ve ihtiyaçlardan bilfiil koparılmıştır.

Mit İki - İngilizce küresel bir ihtiyaçtır: İngilizce, ABD ve British Council tarafından sanki evrensel bir ihtiyaçmış gibi pazarlanmaktadır. Eğitim uzmanlarının British Council için yazdıkları dil politikası tavsiye raporları (David Graddol'un 2006, 2010 raporları), British Council’in Yetkili Müdürünün, örneğin Hindistan'da, İngilizcenin her sınıfta, ofiste ve evde kullanılması gerektiği konusunda ısrar etmesine yol açmıştır (Phillipson 2016).
 
Sonuç: Böylesi bir politikanın savunulması yerel ekolojiyi, yerel kültür ve dilleri göz ardı ederken İngiliz ve ABD ekonomilerinin gelişmesi ve uluslararası alanda etki göstermesi için destek sağlamaktadır. Söz konusu mit, dünyadaki dezavantajlı halkların gerçek ihtiyaçlarından tam anlamıyla bir sapıştır.

Mit Üç – Kalkınma için İngiliz İngilizcesi için gereklidir:
'Yardım' veya 'kalkınma' işini Ivan Illich yarım asır önce ABD'nin Latin Amerika’da yürüttüğü faaliyetlere istinaden kınamıştı, ancak bugün hâlâ genel olarak eğitim ve özel olarak da İngilizce eğitimi konusunda hükümetlere dünya çapında danışmanlık yapan bir kuruluş olan British Council  İngilizce’yi ekonomik ve sosyal kalkınma için bir gereklilik olarak pazarlıyor (Howson 2013). Bu küstah varsayım, İngiltere'nin yerel ihtiyaçlara çözüm bulacağı yönündedir.

Sonuç: Sömürgecilik döneminden kalan az gelişmişlik, yeni sömürgecilik çağında da devam etmektedir. Yeni sömürgecilik, dünyanın çoğunluğunu oluşturan Güney ülkelerinin aleyhine olacak şekilde Kuzey ülkelerini yapısal olarak desteklemektedir.

Mit Dört - Anglo-Amerikan ders kitapları evrensel olarak uygundur: 'Küresel' yayıncıların (örneğin Pearson, Macmillan, Routledge, Oxford University Press vb.) hazırladığı öğretim materyallerinin dünyadaki okul sistemleri için uygun içerik ve dile sahip olduğu varsayılmaktadır. Cambridge University Press 2018 Yılı Senelik Raporu’nda “Eğitim grubumuz Avustralya, Afrika ve Hindistan'daki güçlü pozisyonları olan okullarda ve dünya genelindeki uluslararası okullarda kullanılmak üzere basılı ve dijital ürünler yayınlamaktadır. Pedagoji ve öğrenme becerilerinde en iyi uluslararası uygulamaları geliştirme konusundaki itibarımız, eğitim reformu konusunda hükümetlere ve okul sistemlerine yardımcı olan bir danışmanlık pratiğimizin de olduğu anlamına gelir” ifadelerine yer verilmiştir.
Sonuç: Bu mit, emperyal bağımlılığın kültürel, eğitimsel, dilsel ve ticari yeni biçimlerini oluşturur ve sağlamlaştırır; bu durum, şirketler ve hissedarları ile Birleşik Krallık ve ABD akademilerinin yararınayken genel olarak yerel yayıncılar ve yerel akademilerin aleyhinedir.

Mit Beş - Uluslararası ilişkilerde sadece İngilizce: 
İngilizce, bilimin, iş dünyasının, küreselleşmenin, Avrupa ve Asya entegrasyonunun, çok dilli devletlerde ulusal birliğin, uluslararası anlayışın ve benzerlerinin ortak dili (lingua franca) olarak ilan edilmiştir. Bu hileli mit, başka hiçbir dilin bu amaçlara hizmet etmediğini ima eder.

Sonuç: Bu mit, eğitimde İngilizceyi ayrıcalıklı kılarken diğer yabancı dillerin (Avrupa, Asya, Afrika veya Latin Amerika dilleri) öğrenilmesini engeller. İngilizcedeki yeterlilik, kişiyi uluslararası iletişimde haksız bir hiyerarşiye yerleştirir ki bu durum diğer dillerin kullanıcılarının aleyhinedir. 

Mit Altı - Tüm güncel bilim İngilizce yazılmıştır: İngilizce yayınların yaygınlığı bu mite yol açmıştır. Büyük akademik yayıncıların politikaları sadece İngilizce yayıncılığın önemli olduğu görüşünü teşvik etmektedir. Yine de birçok dilde büyük bir araştırma çıktısı yer almaktadır. Google Akademik belgelerinin Cambridge akademisyenleri tarafından yakın tarihli bir analizi, bir bilimsel alandaki belgelerin % 64,4'ünün İngilizce olduğunu göstermektedir (Amano, González-Varo ve Sutherland, 2016). Dil eğitimi ve dil politikasını da içeren birçok bilim dalında başka diller de kullanılmaktadır.

Sonuç: Diğer dillerde üretilen bilgi marjinalleştirilmektedir, ki bu yalnızca İngilizce kullanan tek dilli bilimin de zararınadır. Araştırma çıktılarını ve sıralama sistemlerini nicelleştirmek, farklı dillerin kullanıcıları arasındaki eşitsizliği haksız bir şekilde güçlendirmeye hizmet eder.

Mit Yedi - Küresel dil testleri nesneldir ve dünya çapında geçerlidir: ABD'den (TOEFL) ve İngiltere’den/Avustralya'dan (IELTS) çıkan temel test araçlarının kültürel açıdan tarafsız ve evrensel açıdan uygun olduğu öngörülmektedir ki bu, bilimsel ve ahlaki açıdan şüpheli bir iddiadır.

Sonuç: Sınav sektörü ekonomik açıdan büyük bir iş sektörüdür, ancak sınırlamaları vardır: 'Çoğu ölçme değerlendirme uzmanı testlerinin yeterince doğru ölçmediği hissine sahiptir (...) iyi bir değerlendirme uygulamasının ihtiyaçları ile sağlam finansal yönetim ve iyi bir iş uygulaması arasında temel bir çatışma vardır. '(Buck 2009, 181, 177, söz konusu antoloji hakkında bkz. Phillipson 2010). Bu durum yabancı dil olarak İngilizce öğretimi için etik problemler doğurmaktadır.

Mit Sekiz - Yabancı Dil olarak İngilizce Öğretimi Meslek Birliği (TESOL) ve İngilizce Öğretmenliği'nin uluslararasılaşması apolitiktir: TESOL gibi bir ulusal bir meslek birliği 'uluslararası' hale geldiğinde,  profesyonelliğimizin küresel açıdan geçerli olduğu ve  bu durumun eğitsel, kültürel ve dilsel emperyalizm ile bağlantısının olmadığı yanılgısına düşülür. Kurumsal faaliyetlerin emperyalist olup olmadığı analiz edilmeli, deneysel olarak doğrulanmalıdır.
 
Bazı sonuçlar: Geçersiz oldukları konusunda az da olsa farkındalık olmasına rağmen burada sıralanan sekiz mitin tümü hâlâ popüler ve kendinden söz ettirmeyi sürdürüyor. 

Ahmar Mahboob: 'Uygulamalı dilbilim ve yabancı dil olarak İngilizce öğretimi literatüründe yapılan temel varsayımların' gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır. (Alıntı: Phillipson 2016b, 2016c)

Ruanni Tupas: Öğretim dili İngilizce olan eğitim sistemine odaklanmak, yerel çok dilli gerçekliklere entegre edilmedikçe başarısız olur.

Mary Shepard Wong, Icy Lee, ve Andy Gao: Hong Kong'da ihtiyaç duyulan üç dilli eğitime (Kantonca, Mandarin ve İngilizce) tek dilli bir yaklaşım uygun değildir, çünkü ana dili İngilizce olan öğretmenler, tek dilliyseler, 'dilsel, pedagojik ve profesyonel olarak' sınırlıdırlar. (Alıntı: Phillipson 2016b, 2016c)

British Council Kıdemli Danışmanı olduğu dönemde John Knagg: Anadili İngilizce olan Öğretmenler (NESTs) 'giderek daha çok dilli, çok kültürlü ve uzman olmalıdır'. Buna rağmen, bu yorumun göründüğü kitap, anadili İngilizce olan öğretmenlerin genellikle bu niteliklerden yoksun olduğunu ortaya koymaktadır. Peki o zaman anadili İngilizce olan öğretmenler neden dünya çapında hala  bu kadar aktifler? Knagg, bu soruya, küresel bir İngilizce Öğretmenliği mesleği için İngiliz İngilizcesinin 'uygun bir dilbilimsel modelini' kurmanın dünya çapında İngiliz çıkarlarını teşvik etme amacına sahip olduğunu kabul ederek verir. (Phillipson 2016b, 2016c'den alıntılar).

Büyük ihtimalle ABD’nin dünya çapında İngilizceyi yaygınlaştırma çalışmaları da benzer hedeflere sahiptir. İngilizcenin globalleşmesi bundan mı ibaret? Bu mitlere inanmak istiyor muyuz? Sonuçlar etik ve profesyonel olarak kabul edilebilir mi?

Referanslar


Amano, Tatsuya, Juan P. González-Varo, and William J. Sutherland (2016). Languages are still a major barrier to global science. PLoS Biol 14(12): e2000933. doi:10.1371/journal.pbio.2000933.

Buck , Gary 2009. Challenges and constraints in language test development. In The politics of language education, ed. Charles Alderson. Bristol: Multilingual Matters, 166-184.

Graddol, David 2006. English next: Why global English may mean the end of 'English as a Foreign Language'. London: The British Council.

Graddol, David 2010. English next India. London: British Council.

Illich, Ivan 1968. To hell with good intentions. See http://www.swaraj.org/illich_hell.htm.

Phillipson, Robert 2010. The politics and the personal in language education: the state of which art? Review article on The politics of language education. Individuals and institutions, edited by J. Charles Alderson. Language and education, 24/2, 151-166.

Phillipson, Robert 2016a. Promoting English: Hydras old and new. In Why English? Confronting the Hydra, ed. Bunce, Pauline, Robert Phillipson, Vaughan Rapatahana, and Ruanni. F. Tupas. Bristol: Multilingual Matters , 35-46.

Phillipson, Robert 2016b. Native speakers in linguistic imperialism. Journal of Critical Education Policy Studies, volume 14, number 3 (December), 80-96,
(http://www.jceps.com/archives/3209).

Phillipson, Robert 2016c. Book review of LETs and NESTs: Voices, views and vignettes, ed. Fiona Copland, Sue Garton and Steve Mann (2016. London: British Council). In Canadian Modern Language Review, Revue Canadienne des Langues Vivantes, 72/4, 572-574.

Tupas, Ruanni 2018. (Un)framing language policy and reform in Southeast Asia. RELC Journal 49/2, 149-163.
 
 

Yorumlar - Yorum Yaz